Kelime Koşusu

Perşembe, Nisan 14

ben, şahsen, kendim

Düşün, düşün, düşün...
Duygular kelimelerle buluşurdu eskiden. Böyle sıkışıp kalmazlardı.
Özgürdüm hem, ölçüp biçmem gerekmezdi devamlı.
Oysa ne kaçıp gidebilmek mümkün şimdi, ne de kabullenip oturmak. Öyle bir yerde duruyorum ki tariflerim çalınmış.
Belki hiç olmadığı kadar sevgiyle dolu hayatım. Türlü tatminlerle dolu. İstediğim her şey teker teker gerçek oluyor oysa. Her gün başka bir hayal geliyor bilincime seneler önce safça ve inançla senaryosunu yazdığım ve şimdi görüp duymaya, dokunmaya başladım. Ama en önemlisini kaybettim ben. En gereklisini.

Giderek uzaklaşıyorum kendimden... Sezen’ i kaybediyorum ben!

Buraya yazmak ne kadar önemliymiş meğer. Kelimelerden yansımak, hayatı gözden geçirmek. İçimde duyguların en yoğun kaynadığı dönemde kendimle konuşmayı bıraktım ben, kendime en çok arka çıkmam gereken dönemde "yaban ellere" teslim ettim onu. Günlük hayat, insanlar, paylaşımlar yeterli sandım. Tanrım, kendime sustuktan sonra başkalarına saatlerce anlatsam neye yarar ki?! Nasıl bu kadar aldandım? Kendime zaman ayırıyorum diye, nasıl erteledim özümü bu kadar? Ve hala nasıl kendimin farkına varmayı nasıl reddedebiliyorum?

Çevrenin yorumları, görüşleri şekillendirdi durdu zihnimi. Seçme hakkımı kullanmayı daha yeni öğrenmiştim halbuki. Bu da "beni seçtiğimi" sanarken birilerine öykünmeme nedem oldu. "Olunması gerekeni olayım” dedim önce. “Madem mecburuz, yapalım”. Kötü tesadüfler geldi sonra arka arkaya. Gerçi gecikmedim nasıl büyük ödüller olduklarını kavramakta. Ki hala şükrediyorum onlara, arkalarından konuşup çekiştirsem de çevredeki insanlara.
Sonra bu mecburiyet hali de işe yaramamaya başladı. Boyun eğmemeye öyle şartlamışım ki kendimi “aydınlanma” zamanlarımda, etkisi devam etmiş, bilinçaltı tepkilerine dönüşüvermiş.
Dönüp kendime bakma cesareti gösterebildim sonunda bugün. Üzerini fırçamın sayısız rengiyle örttüğüm, halıların altına süpürdüğüm onca ben çıktı birer birer. Pusulamı buldum ben yine, özümü. Yerine başka kalpler koymak ne anlamsızmış!

Yine kanıtlandı sebepsiz hiçbir şey yaşanmadığı.

İçimde birikenleri keşfetmemi sağladın “Öcüş”. İyi ki benimlesin ve iyi ki hatalarımı gösteriyorsun bana en ummadığım yerde. Balon gibi şişen egomu indirip her bir sivri köşemi törpülüyorsun ve yerine saf ve dürüst sevgini koyuyorsun. Değerini bilmediğimi düşündürüyorum sana. Farkındayım. Umarım çok geç kalmam geçmişin etkilerini silmekte.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home