Kelime Koşusu

Pazar, Ocak 2

deneyelim bakalım

eski yılın son, yeni yılın ilk gününü kaçırdım yazmak için.
vedalar, buyursunlar zamanıydı onlar. kaçırdım bilerek. hem zaten beceremezdim.
"kayıp zamanlar, boşlukluğun anlamsızlıkla yarışında berabere kaldığı anlar" gibi klişelere yer yok şimdimin içinde. o kadar tarifsiz ki olan biten, onu yoklukla bir saymak gerçekten uzak olur. var ve sonuna kadar dolu, hatta belki de boş gözükecek kadar dolu.
kaçtım. tüm görünmez hedef kitlemi çöpe attım. artık paylaşmak ya da anlaşılmak değil hedefim. hatta hedeflerimi toptan kaldırdım rafa.
bu sabah biraz daha güçlü uyandım, biraz daha diri. rüyalar sağ olsun. sonra, birkaç saat önce, eski zaman koşularına göz attım. o çocuksu, saf neşeyi gördüm. kendi kendime cesaret verdi sanırım okuduklarım. olduğum andan kaçmanın o kadar da zorunlu olmadığını fısıldadım kendime onlar aracılığıyla. yazıldığı andan aylar sonra bile etkili olabiliyorlar üstümde demek ki. eve, günler sonra güzel olarak tanımlanabilecek bir şey buldum.
ilk defa bu kadar kabuk girdim yeni bir yıla. ilk defa çzensiz ve bensizdim. uyuşuktum. davranışlarımda belirgin bir değişiklik yapacak kadar bile halim yoktu. sadece en zorunlu olanları yaptım. hani yapmazsam, sonucunda daha ok çaba sarfetmem gerekenleri. geri kalanları bıraktım. oldukları gibi. böylece kendimi koruduğumu mu sandım, yoksa yardım çığlıkları mı attım bilinçsizce bilmiyorum. ama sadece kızıl bir kıvırcığın içime yaklaşmasına izin verdim. sadece ona içten güldüm. geri kalan her şey soğuk ve durgundu. rol bile yapmıyordum, sadece donuk bir akıştı mevzu bahis olan.
şimdi bunları yazanın son üç gündür olan bitenle bağlantısını kuramadım birden. bu sayfalarda daha uzun bir süre mor turuncu kelimeler koşturabileceğimi ummazdım. demek o kadar vahim değilmiş halim :)
yarın ne olacak, sonraki gün ne yapacağım? bu kirlenmiş, kirletilmiş pembe bulutla nasıl başa çıkacağım?nasıl yeneceğim içimdeki öfkeyi? bu kaskatı kalp nasıl safça sevebilecek yeniden? nasıl hayal kurabilecek, nasıl inanacak gelecek günlerin güzelliğine?
uzak düştüm bana ait her şeyden. her an yabancıyım sanki olup biten. farkında olmadan yanlış yola saptım ve her an eski resimle şimdiki arasındaki farklara tosluyorum sanki.
bir de bekliyorum. neyi olduğun bilmediğim bir şeyleri. "birileri beni kendime getirir nasılsa" değil bu. bir şekilde kendim haline yoluna koyarım her şeyi, biliyorum. ama sanki böyle oluşumun sebebini ya da sonucunu görmeyi bekliyorum. böylece hareket etme isteği/ihtiyacı doğacak sanki içimde. bu kadarı bile fazla uyuşmuş bedenime, suyu çekilmiş zihnime, atmaktan yorulmuş kalbime.
beyaz duvara gözlerimi dikmiş hareketsizce durur gibi yaşayayım en iyisi ben biraz daha.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home