Kelime Koşusu

Salı, Ocak 11

çalışıyorum işte. dikkat yine dağılıp duruyo. sabahki o garip rüyaya gidip geliyor. of, hastalık hem uykuların hem rüyaların huzurunu kaçırıyor.
zamanla büyük sorunlarım var yine. ne olacak halim anlamaya çalışıyorum devamlı. kendimi kontrolü abartmaya başlayacağım sanırım yakında. en istemediğim şeyi yapıp yine üzerimde baskı kurmaya kalkacağım. sonunda elime gerçekten olumlu bir şeyler geçecek mi emin değilim tabii.
kardeşim sınıf arkadaşı öldü. hem de bir sınıf arkadaşının babası ona arabayla çarptığı için. hani o hep haberlerde gördüğümüz sırasına bir dolu çiçek konan çocuklar var ya. onlardan biri de kardeşimin sınıfındaydı bugün. yılbaşı günü olan kaza sonucu hastahanedeki savaşını kaybetmiş. hiç geçmeyecek bir baş ağrısı gibi. bundan sonra yeni bir yılı mutlu kutlayabilecek mi o iki aile? ben unutup gideceğim, bir ay sonra silinecek hafızamdan, ama o iki ailenin her ferdine yansıdı bir kere. vicdan azabından ya da içlerinde biriken öfkeden kurtulabilecekler mi? gerçekten inanılmaz bir canlı türü şu adına insan denilen. nasıl da karmakarışık işlerin içine dalıveriyor birden. arapsaçına döndürüyor her şeyi ve buna katlanması gerektiği inancıyla koca koca çuvalları sırtlanıyor hayatının her günü.
uzak bir varlığı betimlemiyorum burada. tam da kendimi anlatıyorum aslında. uzun uzun düşünülüp alınan kararlar bazen de nasıl da tıkıyor tüm çözüm yollarını. her ihtimali düşündüğünü sanırken birden en basit olanı gözden kaçırdığını anlıyorsun.
gelecek, nelere kadirsin bir bilsem!

2 Comments:

  • okudum, okuyabildiğim kadar... düşündüm bazen, bazen saçma hallere girdim, hani ne düşündüğünü bile bilmezsin ya onun gibi işte.. okudum işte. cuma bugün... garip bi gün.. sanki bişiler anlatmak istercesine gerçek olan birgün.. konuşuldu durmadan, sırayla.. anlatırken bi tarafıma bişiler batıyomuş gibi kıvranıp durdum. dinlerken içimden kopanlara bakakaldım. anlattıkça gördük, gördükçe anlattık galiba :) sonra birileri çıktı karşıma, bir anda yıllar önceki öfke belirdi içimde çünkü yemin ederim aynı sahtekarlık, aynı yapaylık wardı yüzünde. aynı zoraki konuşmalar.. arkamı döner dönmez hemen yüzümdeki o sırıtan ifadeyi hemen sildim, beni yıllarca yiyip bitiren o ahmak suratı attım bi kaldırım kenarına ve yine ben oldum... ve az önce aklıma geldi üç gün önce para hakkında söylediklerim. 'nefret ediyorum hala ona bağlı yaşamaktan', sırf onun yüzünden maddi manevi kısıtlı yaşamaktan az yakınmamıştım. ve bugünkü olay: kaybettiğimde aptallaştım, çünkü hesap wermek zorundaydım, unutkanlığım dillere destanken insanların ağzına sakız wermiştim yine. yine kızıp bağıracaklardı konu para olduğu için, sorumsuz olduğum için, unutkan olduğum için... ve bulduğumda yanımdaydın... doğal ihtiyaçlarımdan birini unutucak kadar sewindim, ewt onu bile unutan adamın cüzdanını bi yerlerde unutması kadar doağl ne olabilir ki :) ve sewindim kocaman. çünkü kimseye hesap wermek zorunda diildim, bi sorun kalmamıştı ortada. ama yine de söylemedim kimseye 'ah burcu'ları duymamak için... hala bağlıyız maddeye, dibine kadar hem de. milyarlarca insan böyle ve biz hala yardım etmeyi planlıyoruz ilerde, üstelik kendi 'gücümüzü' elimize aldıktan sonra. insanları o hale getiren o güce sahip olduktan sonra, hep bir şeylere sahip olduktan sonra.. sonra... hadi gülelim şimdi kocaman çünkü henüz sahip değiliz hiçbirine, hadi yardım edelim kendimize!

    kızılkıvırcık yazdı!

    By Anonymous Adsız, at 11:25 ÖS  

  • okudum, okuyabildiğim kadar... düşündüm bazen, bazen saçma hallere girdim, hani ne düşündüğünü bile bilmezsin ya onun gibi işte.. okudum işte. cuma bugün... garip bi gün.. sanki bişiler anlatmak istercesine gerçek olan birgün.. konuşuldu durmadan, sırayla.. anlatırken bi tarafıma bişiler batıyomuş gibi kıvranıp durdum. dinlerken içimden kopanlara bakakaldım. anlattıkça gördük, gördükçe anlattık galiba :) sonra birileri çıktı karşıma, bir anda yıllar önceki öfke belirdi içimde çünkü yemin ederim aynı sahtekarlık, aynı yapaylık wardı yüzünde. aynı zoraki konuşmalar.. arkamı döner dönmez hemen yüzümdeki o sırıtan ifadeyi hemen sildim, beni yıllarca yiyip bitiren o ahmak suratı attım bi kaldırım kenarına ve yine ben oldum... ve az önce aklıma geldi üç gün önce para hakkında söylediklerim. 'nefret ediyorum hala ona bağlı yaşamaktan', sırf onun yüzünden maddi manevi kısıtlı yaşamaktan az yakınmamıştım. ve bugünkü olay: kaybettiğimde aptallaştım, çünkü hesap wermek zorundaydım, unutkanlığım dillere destanken insanların ağzına sakız wermiştim yine. yine kızıp bağıracaklardı konu para olduğu için, sorumsuz olduğum için, unutkan olduğum için... ve bulduğumda yanımdaydın... doğal ihtiyaçlarımdan birini unutucak kadar sewindim, ewt onu bile unutan adamın cüzdanını bi yerlerde unutması kadar doağl ne olabilir ki :) ve sewindim kocaman. çünkü kimseye hesap wermek zorunda diildim, bi sorun kalmamıştı ortada. ama yine de söylemedim kimseye 'ah burcu'ları duymamak için... hala bağlıyız maddeye, dibine kadar hem de. milyarlarca insan böyle ve biz hala yardım etmeyi planlıyoruz ilerde, üstelik kendi 'gücümüzü' elimize aldıktan sonra. insanları o hale getiren o güce sahip olduktan sonra, hep bir şeylere sahip olduktan sonra.. sonra... hadi gülelim şimdi kocaman çünkü henüz sahip değiliz hiçbirine, hadi yardım edelim kendimize!

    kızılkıvırcık yazdı!

    By Anonymous Adsız, at 11:26 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home