Kelime Koşusu

Pazartesi, Aralık 27

uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım bugün farkında olmadan. kafamı kaldırıp yukarı baktım. o yağmurlu, gri, burnumdan damlayan sular, gözümün önünde koşturan "mantar" lardan sonra masmavi gökyüzünde süzülen bir martıyla karşılaşmak oldukça şaşırtıcıydı benim için. benim dışımdaki hayatı unutmuşum galiba.
benim dışımdaki hayata en büyük örnek şu 8.9 aslında. o gökyüzünün dev dalgalarla kaplanıp üzerine yuvarlanması. ağzı açık bakakalıyor insan, 8.9 ne demek! nefesler tıkanır, gözler kararırken burada oturup doğanın güzelliğine methiyeler düzmek koca bir ironi aslında. kime, neye göre diyor insan böyle durumlarda.
hala ismini koyamadığım bir 2005 bekliyorum heyecanla. yoo, sandığın gibi erteleme manyaklığında ileriki hedefleri gözümde ilahlaştırdığımdan değil, ama ifade ettiklerinin anlamı da yadsınamayacak kadar büyük bir yıl. düşünsene, gelecek sene bu zamanlarda nerede duracağım hakkında en ufak bir fikrim bile yok! küçücük, ufacık bir ipucu bile yok. sadece kocaman bir yumak ip var ortada. onu bir şekilde açıp bir yerlere bağlayacağım, ama nereye, nasıl hiçbir fikrim yok. bu kadar süpriz dolu, bu kadar belirsiz, bu kadar baştan sona yeni işte. "sil baştan yılı" demeli belki, gerçek bir sıfırdan başlama hali çünkü. eski tutunanların hiçbiri, her gün içine doğduğum dört duvar bile gidecek belki, hele o arka bahçeler/boğazı ayaklarının altına alan parmaklılı pencereler/alışıldık yüzler/o kocaman baskı/o kocaman payda ya da benden/benim bildiğin tüm hayat görüşleri/açıklamalar/yargılar... hepsi koca bir evrimin eşiğinde. düşünsene, ne heyecan verici! yeni, tepeden tırnağa yeni! akıl edemeyeceğim, kafamın basamayacağı kadar yeni. çocukluğa geçekten el sallayıp arkasından su dökeceğim belki. o sıfır vermiş, 10 yaş gençleşmiş kağıt parçaları için çırpınmak olacak belki tek gayem, belki de patlayana kadar içimde kalanları dışa vuracağım. bir şey kesin, yepyeni bir açıdan bakacağım her şeye. belki geçmişi özleyeceğim, nerede o eski.. cümlelerinde duraklayacağım, belki de arkama bir daha hiç bakmadan devamlı yutacağım günleri ya da öyle çok şey sığacak ki şimdilere geçmiş/gelecek planlarının adını unutacağım. sürüyle olasılık, sürüyle ben. bu kadar yakın, bu kadar gerçek. belki de bir daha hiç yaşanmayacak bir cümbüş bu.

umarım hepimiz tadını çıkarırız bu şansın. o sekiz yıllık izole halin ardından hayatın güzel yerlerine dalarız.

-geçen perş 1.5 saat soğukta otobüs beklemek yerine, güzel bir şansa sahipmişim meğer. günlerdir trafikle, yollarla, zamanla başım derde girip duruyor zaten, bu kadar olayın üstüne bir de onu öğrenince ağrılar girdi karnıma bir an. anlayamadım, neden/niçin yaşadığımı bu eziyeti. keşke değiştirmek elimde olsaydı, ama kabullendim işte yine. karnım ağrımayı kesti ve gökyüzündeki martıyla havalanıverdim. sanırım en iyisini yaptım. sence?-

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home