Kelime Koşusu

Çarşamba, Aralık 29

olalım artık

bilgisayarımı sevmiyorum ben artık. sinirlerimi bozuyor fena halde. her yazıda, güncellemede çıkan sorunlardan, giderek daha çok şeyin hata vermesinden, zamanımın yenmesinden, verimin düşmesinden.. bıktım senden, bık-tım! vakit yok uğraşmaya, formatmış, kontrolmüş, servise yollamakmış.. olanaksız hepsi aynı ölçüde. bu saçmasapan ilişkiyi nereye kadar sürdürebiliriz bilemiyorum. monitörü fırlatıp atmam yakındır!
uzaktan cılız bir sesle de kırmızı kırmızı bir karanfil duydum. keşke görseydim bir kez, içimde kaldı tüm söylenemeyenler, tartışacak çok ben vardı, öğrenecek çok sen vardı. ufacık cümlelere, kısacık selamlara sığan bu fidanı kaybetmeyiz umarım. keşke bilsem nerede, nasıl olacağımı, söylesem dibinde durup istemediğin kadar sinirlerini bozacağımı. ama ne desem boşa çıkıyor işte. bir süredir aramalarım meşgül çıkıyor hep öyle ya da böyle. lanet var senle de, o küçük cadıyla da. girdiniz gireli hayatıma hep bir şanssızlıktır gitti. niye, neden öğrenemedim hala. bak onu da özledim işte, zoraki karşılaşmalarda ayaküstü sohbetler yaptık gerçi birkaç defa, seninle olduğumuzdan şanslıydık onunla. ama yine de içimde ukte kalıyorsunuz hep. ne zaman geniş zamanlar paylaşacağım sizinle, ne zaman yetişilmesi gereken yerler kendiliğinden yok olacaklar, merak ediyorum.
defakto izledim yine. güldüm. beklediğini aldığın, önceden başı sonu belirlenmiş, şaşırtmayan, kanıksatan her şeyden ne kadar sıkıldığımı, anlamların, amaçların, sorumlulukların, faydaların ne kadar çok abartıldığını bir kere daha gördüm. yaratmaya özlem duydum yine. yine gaza geldim. yine kışkırtıldım. -sonra da bilgisayarın bana kafa at çıplıklarıyla boğuşurken sönüverdi tabii gazım :P
sonra eski istanbul hikayeleri dinledim tanıdık yüzlerden. içim acıdı yine ve yeniden. neden bu kadar harcanmak zorunda, neden bu kadar aramızda sır kalmak zorunda bunca güzellik? neden her yerden sorun, her yerden planlama hatası, her yerden düzensizlik fışkırmak zorunda? değişim neden bu kadar seri ve aynı ölçüde zor bu şehirde? farkında olanlar neden bu kadar çaresiz? neden bu kadar aktifken duruyoruz hepimiz? neden bu kadar "türk"üz ve neden bu kadar "türklük"ten bihaberiz?
çok şey var tartışılacak, araştırılacak, gerçekleştirilmesine çalışılacak.. hangi zaman, hangi para, hangi insan? off, olalım artık olması gerektiği gibi! hayatı bu kadar zorlaştırmayalım ne olur!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home