Kelime Koşusu

Salı, Kasım 2

yaz yaz bitmez bugün..

can evimden vuruldum çünkü. bugünün hediye paketinden dinamit çıktı. elim, kolum kesildi bugün. yer öyle şiddetli sallandı ki! durmuyor hala, belki de artarak devam ediyor. zorlanıyorum artık doğru yolu bulmakta. beni yönlendiren bir gerçek olmazsa, güven olmazsa, sevgi olmazsa...? duygu sömürüsü bile yapamıyorum bakın. ne birilerinden yardım isteyebiliyorum, ne birilerini suçlayabiliyorum. nefret bile edemiyorum düzenden, hayattan. bağırıyorum sadece. kime bilmiyorum. boşluğa belki. ya da daha acısı kendime.
iyiye, doğruya, güzele gitmeye çalışan, onu/bunu mutlu etmeye kasmadan kendi doğrularını takip eden sezen pusulasını kaybetti bugün. yarattığı gerçeklik üstüne çöküverdi. adı gibi emin oldukları yalan çıktı ve isyan bile edemedi buna. kaskatı kaldı. kurudu.
hep gülerim mi sanıyordunuz, hep savaşabilir miyim hepinizin önünde titrediği karanlığa karşı? ben de insanım ya, benim de damarlarımda dolaşan sıvının adı kan! Ya sen, sen ne sandın koca dünya, büyüdüm diye her okuna/tüfeğine hedef olmayı kaldırabileceğimi mi?
annem bile cevap veremiyor bugün sorularıma. varlığımı anlamlandıramıyor. acaba çok mu karmaşıklaştırıyorum her şeyi. yine küçük salak sezen halimle dünyaya büyüteçle mi bakıyorum yoksa? öyleyse bile bu kadar acı kaldırabilir mi? bünyem iflas etmez mi? çözümsüz sorularda ömür tüketmeye boyum posum yeter mi? eğer tanımlarımı, hayatı algılayışımı, varsayımlarımı yalanlarsan, geriye ne kalır ki var olmak için?
...

bıraktım yine bıdır bıdır saydıran olmayı, gülüyorum yine aynadaki aksime. belki kesin çözümler bulamıyorum olanlara, açıklamalarım eksik, ama olsun. öğrendiğim tek bir şey varsa hayattan, o da hiçbir şeyin göründüğü/sanıldığı gibi olmadığı. en azından bundan emin oldukça dönebilir dünyam sanırım.

bazen merak ediyorum, bir uyuşturucu falan mı salgılıyor bünyem bu bunalım hallerinde diye. en fazla 40 dakika ya! dakika şaşmıyor. ağır olsun, hafif olsun durum değişmiyor. belli bir yere kadar çıkıyor, sonra birden zört diye iniveriyor. şaşırtıyor yine bünyem beni. ne oldu da kötüydün, ne oldu da iyi oldun? ne değişti lem 40 dakika öncesiyle şimdi arasında?

bunların cevabı da yok yine elimde. eğer güçlü, kuvvetli kalmanın, neşeyi/huzuru baki kılmanın yolu bir, iki ayda bir beynimi böyle felç etmekten geçiyorsa kabulümdür. ee, yine alt edemedin beni koca dünya, rövanş ne zaman?

-kendime notları unutmamalıyım: gevşeme hemen yüzün güldü diye, daha işimiz bitmedi seninle. düzeltilecek, haline, yoluna konacak tonla şey var. salma kendini bakayım, bırakma öyle hemen.-

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home