Kelime Koşusu

Çarşamba, Ekim 20

çıkar mı çıkmaz

işte yine aynı yerdeyim, aynı çıkmazda. kendi kendime girdiğimi bildiğim, kendi kendimi içinden çıkartmamayı becerdiğim ve bu yolu seçtirenleri (!) ölesiye suçladığım yerdeyim. biliyorum içimde aramalıyım bu öfkenin sebebini, zarar verip acıtsam kendimi anlık tatmin etmekten başka neye yarar ki?ancak şimdi fark ediyorum işte, bu kadar biriktiğini bir şeylerin. üst üste gelen başarısızlıklar, "burama" kadar gelen sorumluluklar, zamansızlık, kendimden beklediklerimi karşılayamaz hale gelişim, farkındalığımı pratiğe dökemeyeşim ve yıllar yılı içimi kemiren kapasitemi iyi değerlendiremediğim duygusu.. hepsini aştım, olumsuzlukları rahatça atlattım, ilerledim ve geriye hiç bakmadım, özellikle bu haftanın -çok da güzel- gelmeyi başardım.. başardığımı sanıyordum! oysa şimdi birdenbire alevleniverdi tüm gizli küller. keşke sadece kıvılcımda olsaydı sorun ve ben ölesiye acıtsaydım, elime aldığım bıçağı durmayıp saplasaydım kalbine. daha önce çok yaptım yine yapardım.. ama değil ve hiçbir zaman olmayacak.. o etkiye açık, dengesiz, kendine güvensiz, insan ilişkilerinde başarısız, çevresince anlaşılamayan, kırılgan, sivri dilli, kimseye güvenmeyen o küçük kız vardı ya hani 8 senedir içinde korunduğum o duvarlar arasında akıllı, bilinçli, neşeli, güçlü bir kıza büyüttüğüm, işte o ağlıyor içimde yine. dışarı akıyor yaşları. "ben hala burdayım, hala peşindeyim, benden kurtulamazsın!" diyor. ve ancak şunları yazarken bir parça huzur bulabiliyorum yine. kaos insanı olamadım hiç, olamayacağım da bu gidişle. duygularım, düşüncelerim, korkularım, sevinçlerim etiketlenip dolaba kaldırılmadıkça nefes alamıyorum.
işte böyle morlarım, turuncularım. mor "saçlı" odadaki, mor "duvarlı" kız koşturdu bunları, yüzü gözü şiş, ama içi gülen. evet içim güldü yine. hatta zihnimde aynadan kendime göz kırpan aksim belirdi. güldüm ve sevdim yine kendimi. sarıldım doyasıya. -narsistlik ruhuma işlemiş benim :P kendimle arama salak kara kediler sokar mıyım hiç? :)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home