Kelime Koşusu

Cumartesi, Eylül 11

daha hızlı, daha hızlı!

bir sürü şey var olan/değişen. en beklendikler gerçekleşmezken en olmadık işler açılıyor başıma. istekler birden gerçekleşiveriyor sonra. ardından çin işkenceleri geliyor üst üste: "al sana, al sana!" ama ne tuhaftır ki, isyan edemiyorum/etmiyorum hiç birine. sanki biliyorum sonunda ne olacak ya da biliyorum ne olursa tam da olması gerektiği gibi olacak. mücadele ediyorum, savaşıyorum istediklerim için. bazen kanımın son damlasına kadar, bazen de görüntü-adamı olmaya yetecek kadar. oradan oraya koşturuyorum, adımı unutuyorum kimi zaman. sonra bir anda fışkırıveriyor sevinç/sevgi içimden. ve ardından aynı hızla nefretle kararıyor tüm ruhum.

gel-gitlerin en şiddetli olduğu yerdeydim bu hafta. şimdiyse sindirim zamanı. oturup düşünmek şöyle bir ve sayfalarca yazmak sonra. ve kağıt dolduğunda tamamen hiçbirşey olmamış gibi devam etmek hayata..

-sanırım ben neşe/sevgi/umut dağıtmayı öğreniyorum insanlara. ne kadar fazla dağıtırsam o kadar ayakta kalıyorum, o kadar güçlü karşılıyorum olanları. her türlü yükün altına sokuyor beni bu güç, bu güven hali. gözüm kapalı uçurumlardan atlamalarım, en olmadık riskleri bir anda alışlarım, senelerce içimde aynı zehirlerle yaşayışım, sorunları sakız gibi uzatıp her tarafımı kanata kanata çiğneyişlerim ve yutamayışlarım bundan. yani tüm bunlara rağmen hala bunalımlara, umutsuzluklara, dipsiz kuyulara, kısırdöngülere -bu istisna aslında :P- düşmeyişlerim bundan. amacım var benim herkes için. kendime koyacak hedeflerim olmadığında bile var. sanırım önemli olan da bu yaşamak, nefeslerdeki ödülleri toplamak için..-

-seni seviyorum o yağmurlu adacıkta hapsolan kız. bilmem duyuyor musun :)-

2 Comments:

  • kendinden birseyler verdikce azalmak yerine cogaliyorsan, yuzunde gulucukler acan her insandan sana da yansiyorsa ufacik bir dudak bukulmesi bile, o zaman hersey yolunda demektir.ama eger ki her verdigin seyle birlikte azaldigini hissedersen birgun -benim gibi- ve geriye hicbirsey donmuyorsa aynada gitgide silinen kendi suretinin hayaletinden baska, o zaman ya verdiklerini haketmeyenlerle bosa zaman kaybediyorsun demektir, ya da henuz verecek olgunluga erismemissin...
    mutluysan senin icin mutluyum.bu yagmurlu adada kendi zihnimin zindanlarina hapsoldum -en kotusu de bu degil mi? benden daha fazla hayalet biriktiren var midir kafasinda?- hayatini kontrol edemedigini hissedersen cigrindan cikmis olaylar silsilesinde, aniden kararsirsa ruhun yine, sadece denize bak ve onu dinle...o kedni gel-gitleriyle seninkileri silip goturecektir ve nefesiyle yenileyecektir ruhunu, yeni nefeslerden yeni oduller toplamak icin...benimkini topladin bile :)
    cassandra

    By Anonymous Adsız, at 6:34 ÖS  

  • verirken almayı/olmayı/varmayı düşünmedikçe azalmıyor aslında insan pek. onu bunu parmağıyla gösteren, sorarken/söylerken/düşlerken saflığı/temizliği hisseden, hayalkırıklıklarını/hataları/yanlışları/yapılanları/yaptırılanları an içinde yok farz edebilen herkesin yapabileceği bir şey aslında.
    ama sürekli değil. ve sürekliliği sekteye uğrayınca arkaya bakmadan kaçarak değil. her şeyden kendini suçlu bulan ve en ufak hatada kendini düzeltmek için delik deşik her çatlak gibi sen de biraz nefret kus artık, biraz lanet, biraz beddua.. ama hiçbir pişmanlık/hata/şanssızlık sana verdiğinden daha çoğunu götürmüyor senden. madem her son bir başlangıç, madem karanfiller hala kırmızı, madem hala nefeslerde ödüller asılı ve madem hala kalemin tamamen durmadı, yenilenmek/arınmak ve sil baştan başlamak uzak değil. şarj olmak uzun sürecekse de sonsuza kadar durmak, ölgün/solgun kalmak mümkün değil. elinden tutan olsun olmasın -beni adamdan say/sayma :P- yine de bundan öncekileri nasıl aştıysan bu son darbeyi de güçlenerek atlatacağını sen de ben de biliyoruz. yeter ki ne zaman hareketsiz batmayı beklemeyi bırakıp ayaklarını çırpmaya başlayacağına karar ver.

    -bilmediğin bir şey söleyemesem de burdayım, tam arkanda-

    By Blogger merhababenszn, at 12:00 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home